Deprem sonrası yine birbirimize kenetlendik ve yardım kampanyaları başlatıldı. Herkes küçük büyük demeden elinden geldiğince afet bölgelerine yardım ulaştırmaya çalışıyor. Ancak AFAD ve Kızılay’ın ikinci el eşya konusunda yaptığı açıklama tepkilere sebep oldu. Peki neden depremzedeler için ikinci el eşya kabul edilmiyor?
Ülke tarihinin gördüğü en büyük felaketlerden biri olan Kahramanmaraş depremi sonrası yardımlar olabildiğince kapsamlı ve hızlı şekilde bölgeye ulaştırılmaya çalışılıyor.

Başta AFAD ve Kızılay olmak üzere herkes elinden geldiğince yardım ulaştırmaya çalışıyor. Büyük markalar bölgeye tırlar dolusu yiyecek, giyecek ve temel ihtiyaç gönderdi. Sivil toplum kuruluşları da küçük ölçekli yardımları bir araya getirerek ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyor.
Kızılay Başkanı Kerem Kınık vatandaşlardan yeni kıyafet, bot ve mont gibi giysiler talep etti ve kesinlikle ikinci el olmamalarına dikkat edilmesini istedi.

AFAD ve çeşitli belediyelerin ihtiyaç listelerinde de özellikle yeni battaniye ve giysiler bağışlanması gerektiği belirtiliyor.
Bu durumu anlayamayan vatandaşlar sosyal medyada tepki gösterdi.

Deprem bölgesindeki insanların üşüdüğünü, temiz olduğu sürece ikinci el kıyafetin ve battaniyenin sorun olmaması gerektiğini düşünenler vardı.

Peki neden pahalılığa rağmen bu konuda ısrar ediliyor?

İlk sebep hijyen ve salgın hastalıklar.

Ülkemizde bir uyuz salgını olduğu açık. Olmasa bile kullanılmış giysilerden mantar gibi pek çok hastalık geçebiliyor. Deprem sonrası salgın hastalık riski zaten yüksekken, bir de buna ikinci el eşya etkisi eklemeye gerek yok.
İnsanlar ne yazık ki ikinci el olarak tertemiz, yeni durumda ürünleri göndermiyor. Deprem gibi acil durumlarda temizi pisi ayırmak veya gelen ürünleri temizlemek çok büyük bir vakit kaybı.

Yeni ürünlerin dağıtımı çok hızlı şekilde yapılabilir. Diğer türlüsü organizasyon açısından büyük bir külfet.
En kötüsü de cahil ve kötü niyetli insanlar. Geçmiş depremlerde o kadar kötü örneklerini gördük ki, artık başından önlem almak zorundayız.
Bu insanları eğitmek veya doğrusunu öğretmek artık mümkün değil. O yüzden kurumlar en doğru önlemi almış görünüyor.

Peki siz bu konuda ne düşünüyorsunuz; zorla da olsa ikinci el eşya gönderilmeli mi, kurumların kararı doğru mu?
